29 Mart 2020 Pazar

heyyooo

   Naber sevgili hiç okumayacak okuyucum? Geçerken bi uğrayayım dedim. Malum havalar soğuk bu aralar bir de virüs illeti var biliyosun çıkamıyoruz bi yerlere. Ondan uğrayamıyorum sana umarım darılmıyosundur. Oldu görüşürüz o zaman iyi bak kendine.
   Gibi bi samimiyetsiz yazıyla sana hitap edeceğim günlerin gelmemesi ümidiyle güzel dostum.

 

27 Mart 2020 Cuma

tutunamayız

   Bir devir bitiyor mu ne? Oysa başındayken sana ne sözler vermiştim sevgili hiç okumayacak okuyucum. Sana her gün yazacağımın ve seni hiç yalnız hissettirmeyeceğimin sözünü vermiştim. "Her gün gelip beni burada bulabilirsin." bile demiştim sana hatta. Halbuki yalan söylemişim, halbuki başındayken ne kadar güvenmişim kendime. Sanırım sen benim kötü gün dostumsun. Sanırım sadece canım sıkkın olduğunda kafam bozulunca geliyorum sana. Ne kadar alçak bi insanmışım gibi geliyor kulağa ama inan bana ben öyle biri değilim. Çok söz verip tutamadığım oldu elbette ama hepsi için çabaladım. Herkesi mutlu etmek, her soruna bağırmak için çabaladım. E ben de yoruldum sonunda. Ne ben dünyanın tüm yükünü kaldıracak kadar güçlüyüm ne de dünya bunlara minnettar olacak kadar vefalı. Sanırım benim de mutlu olmamın zamanı çoktan geldi ama eşref saati bir tek beni bulmuyor. Uzun zamandır sana yazmadım biliyorum çünkü birazcık mutlu olmuş gibi olmuştum şu son 1 ayda. Azıcık lan azıcık mutlu olmuştum. En azından bir şeyler yolunda gitmeye başlamıştı sonunda. Rehavete bile kapılamamıştım ki henüz her şey boka sardı. Darmadağın oldu her şey. Gözümle göremediğim ufak bir yaramaz tüm hayatımı mahvetti. Bir kez  daha anladım ki biz insanoğlu birbirimize görünür görünmez ağlarla bağlıyız. Nefretin yeri yok bu dünyada. Olmamalı yoksa doğa ana bizi çok güzel cezalandırıyor. E her şey tekrardan rayından çıktığına göre sevgili hiç okumayacak okuyucum, arada uğrayabilir miyim sana yine? Dinler misin beni eskisi gibi, eşlik eder misin sesli sessiz çığlıklarıma, göz yaşlarıma, yutkunamamama? Kapından bi karınca gibi kovarsan bu kışta beni anlarım. Kıçıma tekmeyi basarsan yerimden kalkmam. Ama yine de arada bir sana uğrarım. Sen de olmazsan sevgili okumayacak okuyucum, biz bu dünyaya tutunamayız.

23 Mart 2020 Pazartesi

yalan

   Kendime yalan söyledim, başkaları yetmezmiş gibi. Yalan hayatı yaşamak çok zor ama zekayı keskinleştiriyor git gide. Bahane bulma, savunma yapabilme hızın artıyor. Hazırcevaplık geliye gökten bi yerden. Mükemmeliyetçilik insanın kendi kendine eziyet etme biçimidir. Cumhuriyet'in tanımına benzetmek için seçtiğim kelimeler mükemmel. Yoksa değil mi? Oh, shit! Here we go again.

absürdatör

   Ben bundan 3-4 yıl önce keşke dilediğim zaman çıkabileceğim bi kodese girsem de istediğim kadar film-dizi izleyip, kitap okuyup, müzik dinleyebilsem demiştim. Bu düşünce git gide kafamda büyüdü sonra. Bunun sebebi de çok fazla birikmiş öneri vardı. Tüm gün bunu düşündüğüm de oldu. Hatta biraz daha paranoyaklaşıp az suç alınabilecek cezaları araştırıp, şaka havasında sorularla da bir avukatın ağzını aradım. Elbette net cevaplar alamadım. Zaman geçtikçe düşüncemin aptallığını fark ettim tabi. Eğer bi şekilde bu olay başıma gelirse diye de bi liste yapmıştım. Ama hiç gün yüzüne çıkmadı, bir köşede durdu o liste. İşin absürtlüğü ise 23 güne yaydığım listeyi az önce tamamen bitirdim, 15 gün sürdü. Listenin finaline de J.Livingston'un meşhur "Martı" romanını koymuştum, özgürlüğün özlemini had safhada yaşayacağım günlerde kendime mesaj verebilmek için. Sonuç olarak "Gelecekteki ben" e şunu söylemek istiyorum: Kendin üzerinde psikolojik deneyler planlama birader. Samimi söylüyorum manyak olursun :)

bekleme

   Çok yorgunum,
   beni bekleme sevgili hiç okumayacak okuyucum
   Seyir defterini başkası yazsın
   Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman
   Beni o limana çıkaramazsın

19 Mart 2020 Perşembe

18 Mart 2020 Çarşamba

yazmak

   Bu aralar yabancı bana bu başlık. Sigarayı mı yoksa bunu mu bırakayım derken fark etmeden bunu bırakmışım, aklımı sikiym. Sevgili hiç okumayacak okuyucum gördüğün gibi sözünü tutabilen birisi değilim. Ama er ya da geç gerçekleşir emeller. Sabırla bekliyoruz keyfimin kahyasını

14 Mart 2020 Cumartesi

karmaşık duygular

   Yeni bi hayata adım atmış gibi hissediyorum 2 haftadır ve bu iki haftada doğru düzgün bi şey yazamamın sebebi bu. Bi telafi yazısı yazacağım sevgli hiç okumayacak okuyucum ama ne zaman bilmiyorum. Koronavirüs sebebiyle okullar 3 hafta tatil oldu, yakın zamanda İstanbul'a döneceğim. Yola çıkmadan uzun uzun yazarım sanırım.

13 Mart 2020 Cuma

uzun uzun

   Uzun uzun yazıcam bak harbi. Şu an hafif çakırkeyfim sevgili hiç okumayacak okuyucum. Ama söz sana her şeyden bahsedicem. Sakın başkasından duyduklarına inanma bak çok yakında geri dönücem sana. Belki yarın belki yarından sonraki gün :)

oldu bu iş

   Konfidııııııınt!!!!

7 Mart 2020 Cumartesi

düzenli

   Daha sık unutuyorum yazmayı artık. Okumayı da bıraktım. Oysa ne çok boş vaktim var sadece bunları toplayamıyorum. Önceden telefonla geçirdiğim vakti bahane edip elime almamaya çalışırdım. Şimdi onun yerinde çeşitli etkinlikler ve çoğunlukla bilgisayarda izlenen videolar aldı. İlerleyen zamanlarda zamanımı işgal eden neyi bahane edeceğim acaba okuma ve yazmanın önüne ve bu ne kadar sürecek? Ne zaman oturtulmuş bir hayatım olacak ve ne zaman tamamen programlı yaşamaya başlayacağım acaba? Veya acaba bu hiç olacak mı veya olması gerekiyor mu falan filan... Neyse bunları düşünmeye zamanım yok sevgili hiç okumayacak okuyucum, ocakta yemeğim var :)

6 Mart 2020 Cuma

uyuyakalmak

   Uzun zaman sonra ilk defa uyuyakaldım. Önceki günlerde erken kalkmak için bilhassa erkenden uyumaya kendimi zorlarken, erken kalkmamın gerekmediği bi gece uyuyakaldım. Garip... Hayatta her şeyin insana direnmesi garip. Ne yapmak istersen, ne yöne gitmek istersen hep karşına ya bir engel çıkıyor ya da hevesin geçene kadar seni usandırıyor. Her şeyde böyle bu. Halbuki istemediğin şeyler nasıl da hemencecik olabiliyor, sakındığın göze nasıl da çöp batıyor, sevmediğin ot nasıl da burnunun dibinde bitiyor. Sanırım hayat insanı umutsuzluğa zorluyor böylece. İnsan her ayağa kalkmaya çalıştığında sert bir tokatla yere seriyor. En güçlüye, en inatçıya, en çok direne geçiş sağlıyor sadece. Fazla disiplinli. Yaşam kendi varlığını devam ettirmek için bir ordu kuruyor ve en güçlüleri seçiyor. Ben bu hikayede neredeyim bilmiyorum. Gelecekte beni neyi beklediğini zaten bilmediğim gibi şimdi nerede olduğumu da bilmiyorum. Sanki en acı hadiseleri, duyguları ben yaşamışım gibi bir de sanki en zor sınavdan ben geçiyorum. E dert malum uzuv gibidir ya herkes en büyüğü kendinde zanneder. Ben de bu aciz bedenin içinde kanat çırpıp, bu bedeni ayağa kaldırmaya uğraşan bir ruhum sadece. Kanatları koparılıp da sonradan içinde bulunduğu bedeni göklere çıkaranlar ruhlar da var sevgli benliğim. Sen hala yerinde saymaya devam et olur mu? Sen hiç merak etme her şey ayağına gelecek senin!
   Dün neden yazamadığımı da anladığın için sevgili hiç okumayacak okuyucum, artık sana bugün ne yaşadığımdan azıcık bahsedip gideyim ben. Bugün erken uyuma rağmen geç uyandım. Şaşırdık mı :) Sonrasında alelacele derse gittim, ders çıkışı da ormana, ne ormanı çayıra terk edilmiş sokak köpeklerini beslemeye gittik arkadaşlarla. Bugün yaşadığımı hissettim bir kez daha. Bugün bir başka canlının gözünde sevginin, hasretin, özlemin en saf halini gördüm. Bugün beklentiyi, beklemeyi, sabırsızlığı gördüm o canların gözünde. Bugün minnettarlığı, sımsıcak sessiz teşekkürü gördüm o canların bakışlarında. Bugün hak ettiğimden fazlasını gördüm sevgili hiç okumayacak okuyucum.

4 Mart 2020 Çarşamba

sahnesiz

   Bu sabah 7 de kalktım ama yarı ölü gibiydim, bu yüzden arkadaşımı arayıp benim yerime imza atmasını isteyip geri yattım. Sonra 2 gibi kalktım ve kahvaltı yaptım daha sonra da saçımı yıkadım, traş oldum ve maske yaptım. Bugün Tutunamayanlar'ın son bölümünü de izledim ayrıca. Hazırlanıp Güzel Sanatlar Fakültesine gittim ve seçmelerimiz başladı. Gelenleri izlemeye başladık. Dışarı sigara içmeye çıktım, geldiğimde içeride güvenlikler vardı. Ayrıldığım yüzsüz ekip şikayet etmiş bizimkileri, okul dışından oldukları için. Terörle mücadeleden polis falan geldi sevgili hiç okumayacak okuyucum, sen düşün gayrı. Daha sonrasında polis abi sağ olsun anlayışla karşıladı ama yine de dışarıdan gelen arkadaşlar ayrılmak zorunda kaldı aramızdan çünkü bizi baltalamaya çalışan nankörler yapacağını yapmıştı. Hiçbir şey yapamadılar ama başka biz seçmelerimize devam ettik. Dışarıdan gelen arkadaşlar aramızdan ayrılınca seçmelerde daha çok söz sahibi oldum, bu da beni çok mutlu etti. 4 kişi devam ettiğimiz seçmelerimiz bitince oradan bir kafeye geçtik. Orada da arkadaşlar vardı onlarla tanıştım. Bugün çok kişiyle tanıştım ve çok sıcak bir ortam vardı. Kafede otururken de Ekin ile konuştuk instadan. O kardeşinden ben yeğenlerimden yakındım. Aramızda bi sıcaklık oluştu, ben galiba hoşlanıyorum bu kızdan ya... Neyse daha sonra kendi tiyatro ekibinden neden ayrıldığını falan sordum. Ben bu kadar samimiyet beklemiyodum açıkçası ve sevindim. Kafede biraz oturduktan sonra birkaç arkadaş bi arkadaşın evine geçtik ve çorba içip makarna yiyip muhabbet ettik. Bu sırada da yeni tanıştığım insanlarla kaynaştım ve çok eğlendim. Oradan tekrar kafeye geçtik, uzun uzun muhabbet edip sonrasında da ayrıldık. Eve döndim kanat ızgara yapıp yedim. Bunları ev arkadaşıma anlattım, biraz muhabbet ettik ve sonra da yatışa geçtik. Ben şu an bunları yazıyorum ve yarın 9-5 arası dersim var. Bakalım uyanabilecek miyim? Bunun cevabını ikimizde öğrenmek için yarını bekleyelim sevgili hiç okumayacak okuyucum :)

3 Mart 2020 Salı

var oluşsal sancılar

   Dün gene yazamadım çünkü sabaha kadar var oluşsal sancılar çektim sevgili hiç okumayacak okuyucum. Aşık olduğum kadın da aklımdan çıkmayacak zamanı buldu, bir de doğum sonrası kiloların ağırlığı ruhumun ağırlığına eklenince bu yükü taşıyamaz oldum iyice. O kiloların sebebi tam ekmek karışık tostlar, yağlı kızartmalar, kalıp çikolatalar ve hareketsizlik değil elbette, saçmalama yani sen de! Artık yakışıklı bir erkek değilim bi süreliğine yani, kadınların tüm alıcı gözleri artık üzerimden kalktı şimdilik. Ama sevmedim bu halimi vereyim diyorum. Karar verdim ölüm diyetine gireceğim. Hem bu şekilde iki isteğim birden gerçekleşmiş olur yani fena olmaz. Ruhlar alemi nasıldır acaba? Ya hani o sonsuz karanlıktan bahsediyorum, mutlak yokluktan. Kimler yok acaba orada, hem Zeki Müren de yok mudur acaba? Bir de üstüne çikolata şelaleri, asla gelmeyen ve hiç yorulmayan kadınlar, sonsuz katlı köşkler, şarap yalakları da yoksa dadundan yinmez. Bırak şimdi şehvet düşkünlüğünü be kendim, padişah mısın, peygamber mi, kendine gel. Adam akıllı ölüver işte de 21 günlük hafıza temizleme süreleri başlasın seni sevenlerin. Neyse fazla hayal kurmayalım bu kadar iyimserliğin bir anlamı yok.

1 Mart 2020 Pazar

bugün biraz içtik

   Bugün biraz içtim, Gâyemin yeni fotoğraflarını da buldum; bugün benim bayram günüm, huzurlu bir uyku çekerim şimdi de, bir de üstüne onu rüyamda görürsem var ya dadundan yinmez. İyi geceler sevgili hiç okumayacak okuyucum :)

19 Saatlik İstanbul

  1 9   S A A T L İ K  İ S T A N B U L Selaaaaaaam ben geldiiiim, naber lan. Oooo abi hoşgeldin. Hoşbuldum, bak bu sefer çok bekletmedim sen...